İş dünyasının talepleri – YENİ ASYA

Türkiye’yi idare edenlere göre iş dünyasının bir sıkıntısı yok. Yeni sistemle hızlı kararlar alınıyor ve reek sektörün derterine çare bulunuyor. Fakat iş dünyasının temsilcilerinin çizdiği tablo çok daha farklı.

TOBB Türkiye Ekonomi Şurası’na katılarak reel sektörün dertlerini ve taleplerini dile getiren Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, enflsayon sebebiyle işletmelerin çeşitli yükümlülüklerle karşı karşıya kaldığına dikkat çekmiş.

Küresel ekonomideki gelişmeler, Rusya-Ukrayna savaşı gibi gelişmelere ve bunların iç piyasaya yansımalarına değinen Baran, “Yaşanan küresel olumsuzluklara rağmen büyüme hedefinden vazgeçmeyerek, üretim, istihdam ve ihracatı artırarak yola devam etmek arzusundayız” şeklinde konuşmuş. (ATO Basın Bülteni, 30 Haziran 2022)

ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, burada yaptığı konuşmada reel sektörün taleplerini şöylece sıralamış: 

-Gelir ve Kurumlar vergisi matrahlarının tespitinde enflasyon muhasebesi uygulamasına geçilmesi.

-Şirketler için finansman gider kısıtlamasının kaldırılması

-Vergide genellik ilkesine uygun, muafiyetsiz-istinasız, tek oranlı bir KDV sistemine geçilmesi.

-Reel sektörün finansman ihtiyacı dikkate alınarak birikmiş Katma Değer Vergisi’nin iadesi ve bekleyen kamu alacaklarının ödenmesi.

-Hem katma değeri yüksek üretim için hem de işgücündeki kayıt dışılığın önüne geçebilmek adına nitelikli işçiliğin yani mesleki eğitimin teşvik edilmesi.

-Kayıt dışı ile mücadelede daha etkin yöntemlerin devreye alınması.

-Şirketlerin sermaye ve güçlerini birleştirmesi özendirilerek daha sağlam organizasyon yapısına, iş birikimine, sermaye gücüne ulaşması.

-Kamuya olan mali yükümlülüklerini zamanında yerine getiren işletmelerin daha etkin teşviklerle desteklenmesi.

-Kamu alımlarında yerli ürün kullanımının önüne geçen engellerin temizlenmesi ve bu konuda hassasiyet gösterilmesi.

Bu taleplerin içinde, daha önce söz verildiği halde yapılmayan işler de var. Mesela, “Kamu alımlarında yerli ürün kullanımının önüne geçen engellerin temizlenmesi” istendiğine göre şu anda bu karala uyulmadığı, kamu alımlarınrda yerli üretime ‘potitif ayrımcılık’ yapılmarığı anlaşılmaz mı? Peki, her ülke kendi üreticisini desteklemek için değişik adımlar atarken, Türkiye’de bu niçin yapılmaz ve yapılamaz? Ayrıca yıllardan beri devam eden ‘kayıt dışı işler’in halen ‘kayıt altına’ alınmamış olması nasıl izah edilecek? Hani, yeni sistemde çarklar tıkır tıkır işleyecekti?

YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi’ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.